hAYALET

hAYALET

tüm tabuları yıkalım seninle bu gün,kafamıza göre keselim cümleleri satır sonları olmasın mesela hayatımızda atalım tüm gereksiz ekleri ve bir parça daha özgürleşelim yada öyle olduğum yanılgısını yaşayıp dönüp bakmadan cahilliğimize  mutlak mutluluğa ulaşalım.satır sonları olmasın hiç nefeslenmek istersek virgüller koyalım hayatımıza bir virgüllük susuşlarımız olsun..yada daki dalarla beraber biz de bitişik yaşayalım birbirimize bakarak ve susarak nefes seslerimizle anlaşalım illa lazım mı ki kelimeler.cümleleri de mi kaldırsak hepten deliriyor muyum yoksa.karşı çıkmak ıstıyorum ınsanların gördüğü tüm aldatmacılı rüyalara.Bakmayın bu kadar asi davranıyor oluşuma hayatımda  hep boyun eğmişimdir aslında birilerine hep sevdiklerime susmuşumdur  ben.Kelimeler çöplüğünde kokuşmuşumdur bunun için söyleyemediğim kelimelerim çürüdüler içimde.Ben çürüdüm içten içe,sürekli soruyorlar neden bu melankoli diye aslında çok mutluydum ben çocukken ve çok güzeldi eskiden çocuklar..Ben çocukken çok güzeldi herkes ve her şey,en sevmediğim yan komşum ayşe teyzeyi bile özlemle yad etmek garip bir duygu...Fark etmemenin mutluluğu içinde mutluydum herkes  çok iyiydi çünkü öyle  sanmamı isteyip kandırıyorlardı çocuk aklımı sonra büyüdük ve yıktılar içimdeki Hansel ve Gratel'in çikolata kaplı şatolarını.İlk başta yıkılın enkazdaki çikolataların şarhoşluğunda anlayamadım neler olduğunu ama sonra gözlerimi daha sisli bir dünyaya açmıştım etrafta kulağıma hinlikler fısıldayan ben mi olduğumu anlayamadığım iç ses  yoktu artık,havada uçuşan yapraklar solmuştu sanki,işte o gün çürümeye başladım biraz biraz..İşte o gün ikilemelerin kadını oldum ve büyüdüm ben..
Kendimi bir hayalet sanırdım bazen.O kadar kimsenin hayatına dokunmayan,dokunduğunda da herkesin rahatsız olduğu,uzaklaşmak kaçmak istediği,bir hikaesi olan ama eski ve mutsuz sonlu.. silik ve  fark edilmeden yaşayan.. fakat bazı kadınlar var hep gözleri önde hiç kimseyle gülmeyen sanki taşıdığı acı yüzünden gülmek ona ayıpmış gibi hep düşünen,usulca yanımızdan ve sokaklarımızdan geçen..
toplum olark o kadına kaybettiği şeyi verme sorumluluğu hisseder insan böyle durumlarda.. yoksa o kadına kkaybettiğini veremediğimizden mi bulammıyoruz onca arzumuzun karşılığını..bilemiyorum..
yalınayak gezmek istiyorum İstanbulun kirli sokaklarında.insanssızlığıma bulaşsın tüm bu kir ve toz..o bari olduğu gibi  olabilsin bir yerlere ait olabilsin istiyorum..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İn the mood for love